KARŞILAŞTIRMALI SANAT (I) - GEÇ OSMANLI / TÜRKİYE DÖNEMİ


 Bu yazımızda sanatın iki farklı dönemde ne amaçla ve nasıl kullanıldığını örneklerle açıklamaya çalışacağız. Sanat bir milletin kendini ifade etmesini sağlayan en önemli araçlardan biridir. Tarihin belli zamanlarında toplumlar fikirlerini ve düşüncelerini paylaşmak istediklerinde sanatı kullanmışlardır. Şu anda da düşünceleri ve fikirleri yansıtmak için kullanılmakta olan sanat eserleri, aynı zamanda toplumun ta kendisini ayna görevi görerek yansıtmaktadır.

Tarihte geriye gidecek olursak Osmanlı Döneminde sanatın, belge kaydetme yolu olarak kullanıldığını görmekteyiz. Savaşların veya fetihlerin, dönemin önemli sanatçıları tarafından sanat yoluyla kaydedildiğini tablolara bakarak teyit etmek mümkün olacaktır.

Jean-Baptiste Vanmour/horon oynayan rum erkek ve kadınlar

Jean-Baptiste Vanmour/dönen dervişler tablosu 


Ayrıca dönemin önemli olaylarını resmeden karikatürler ve yazmalar da buna örnek gösterilebilir. Kayıt belgesi sayılabilecek bu belge değerindeki eserlerin ardından Pasarofça Antlaşması ile başlayıp Patrona Halil İsyanı ile sona eren Lale Devri etkisini göstermeye başlamıştır ve batılılaşma hareketiyle beraber sanat da bu değişimden payını almıştır. Bu dönem eserlerinde genellikle bir tören ve kutlama havası görülür. Osmanlı’nın ihtişamını gösteren çizimlere de çokça rastlanır. Fakat dönem hiç de bu şekilde değildir. Tam aksine halkın eziyet ve acı çektiği zor günlerden ibarettir. Buradan anlaşılacağı üzere de batılılaşma sürecinden sonra Osmanlıdaki eserler için çok fazla ‘toplum için sanat’ ifadesini kullanmak doğru olmayacaktır.

Sanat, toplum için yapılmasa bile eğitim alanında toplum için önemli gelişmeler yaşanmıştır. Çeşitli eğitim merkezlerinde sanat tarihi ve sanat üzerine öğretmenler atanmasının yanı sıra yurt dışına gönderilen öğrenciler ile birlikte yurt dışından gelen öğretmenler sayesinde sanat tarihinin öğretilmesinde kayda değer gelişmeler yaşanmıştır. Özellikle, 1881’de, sanat tarihçisi, arkeolog, müzeci, ressam Osman Hamdi Bey tarafından kurulan Sanayi-i Nefise Mektebi (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) önemli bir örnektir. 

  Fausto Zonaro/ Fatih Sultan Mehmet’in, İstanbul’un Kapılarından Girişi 


Fausto Zonaro/Fatih Sultan Mehmet Donanmaya Emir Veriyor


Sonralarda uluslaşma hareketleriyle beraber teker teker yıkılan Avrupa monarşilerinin ardından Osmanlı İmparatorluğu da yerini Anadolu’da kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ne bırakmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte sanat artık insanların aklına ‘yasaklı veya kötü olan’ anlamına gelmemeye başlamıştı. Atatürk, sanatın bir kurtuluş yolu olarak kullanılabileceğini biliyordu ve halka da bunu benimsetmek istiyordu. İnsanlarda milli birlik ve beraberlik duygusunun gelişmesi ve inkılapların da doğru biçimde uygulanabilmesi için ‘toplum için sanat’ yöntemi uygulanmalıydı. Atatürk, bu inkılapların başarısını da; ‘Güzel sanatlarda muvaffakiyet bütün inkılapların muvaffak olduğunun kat’i delilidir. Bunda muvaffak olmayan milletlere ne yazıktır ki onlar bütün muvaffakiyetlerine rağmen medeniyet alanında yüksek insanlık sıfatıyla tanınmaktan daima mahrum kalacaklardır.’ diyerek güzel sanatlardaki gelişmeyle bağdaştırmıştır. Bu dönemde ayrıca tablolarda, tiyatroda veya şarkı sözlerinde genel anlamıyla halktan ve Anadoludan bahsedilmektedir. Tablolarda çoğu zaman işçi köylü kadınlar ve erkeklerin yanında ülkenin güzelliklerine de yer verilir. 

 Nuri Eylem/ Anadolulu Kadın 


Nuri Eylem/Emekçi Kadınlar


Görüldüğü üzere her iki dönemde de belirgin farklılıklar mevcut. Osmanlı Dönemi’nde belge kaydetme aracı olarak kullanılan sanat, Cumhuriyet Dönemi’nde ise halkı birleştirmek ve milli iradeyi güçlendirmek için kullanılan bir araç olmuştur. Buradan da anlaşılacağı üzere sanat; dönem ve zaman ona ne şekilde ihtiyaç duyarsa o şekilde kullanılabilecek hayatın çok önemli bir parçasıdır. Bizler şimdilerde sanatı her an ve her yerde kendimiz olabilmek, doğrumuzu duyurmak için kullanıyoruz ve kullanmaya da devam edeceğiz çünkü sanat biz olduğumuz sürece hep var olacak. Ya onu kullanmayı öğrenir az da olsa değişime katkı sağlarız ya da sanatın asıl amacını anlayamadan bu dünyadan gideriz, seçim sizin.


2 yorum:

  1. Acaba düşünce ve fikirler mi sanatı yaratır yoksa sanat düşünce ve fikirleri mi? Açıkçası biraz kafam karıştı.... aydınlatır mısınız?

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.