TÜRKİYE'DE BASIN
Önemli bir güce sahip olduğu anlaşılan basından ve onun gücünden yararlanılmaya 2.Mahmud’un fermanıyla beraber 1831’de Takvîm-i Vekâyi ile başlandı. Bu gazetenin yanında çıkarılan yarı resmi olan Cerîde-i Havâdis de hükümete paralel bir biçimde yayın yapıyordu. Ardından gelen ilk özel gazete Tercüman-ı Ahvâl ise olayların işleyişini değiştirdi ve farklı bir kamuoyu yaratmaya başladı. İmparatorluk rejiminden eleştirel ve alaycı bir üslupla bahseden gazete, eğitim ile ilgili eleştirel bir yazı yayınladıktan sonra 2 hafta süreyle kapatıldı. Sonrasında ise birçok örneği bulunan ‘fikir özgürlüğü’ karşıtlığına dayanan sansürlemelerin başladığını görüyoruz. Basına karşı olan bu baskıcı tavır yaklaşık 160 yıl sonra da devam etmekte. İnsanların bilim ve sanattan haberdar olması ve olayları sentezlemeye başlamaları ile de birlikte ‘fikir özgürlüğü’ kalıcı hale gelmeye başladı. Buna karşılık gerici hükümetler de karşıt oldukları bu olayı sonlandırmak veya etkisini azaltmak için basına sansür, gazetecilere de baskı yapmaya başladı.
Ülkemizde özgür alanda yapılan haberler halka onları kandırmaya yönelik birer hikayeymiş gibi gösterilmeye çalışılıyor veya direkt gösterilmiyor. Bundan dolayı da işini doğru yapmak isteyen ve bunun için uğraşan gazetecilerin sayısı günden güne azalıyor. Ya ülkeden kaçıyorlar ya da artık işlerini yapamayacak hale getiriliyorlar. Zaten gerçek bilgiye aç olan bir toplum olarak doğru habere ve haberciye ihtiyacımız var. Halkın bunlara erişiminin engellenmesi her hükümette az ya da çok hep vardı fakat şimdilerde hiç görülmemiş derecede yüksek. Bunun farkında olan ve acilen durması gereken bir şey olduğunu öğrenmeleri bile engellenmiş olan halk, kandırıldığının ve istemedikleri bir hayat sürdüklerinin farkında değiller. Bilenlerin ve farkında olanların anlatması, bilmeyenlerin de düşünüp kavraması gerekli. Gelecekte yaşayacak insanların bu dönemi kınayarak anacaklarından eminiz ancak gelecekte de bunun aynısı olmasın diye şu anda çabalamalıyız. Ya gözlerimizi açarız ve bir şeyler yaparız ya da sonsuza dek gözlerimizi kapatır tarihin tozlu sayfalarında yerimizi alırız, seçim sizin.
Hiç yorum yok: