KARANLIĞIN İÇİNDE CARAVAGGİO




"Caravaggio farklıdır. Onun tuvallerinde görünen sahneler, kutsal hikâyeler ya da pagan görüntüleri olmaktan öte, gerçekten alınan kesitlerdir. Onun karakterleri "normal" hareketleri yapar, "sıradan" ifadeleri takınırlar, dönemin diğer ressamlarınca resmedilen ana karakterlerin esinlendiği abartılı ifadelerden etkilenerek değişime uğramazlar. Resimleri, o yıllarda ifade edildiği gibi "doğal tarzda" resimlerdir."
                                               
                                                                                        
Costantino D’Orazio



Ne güzel özetlemiş  Costantino D’Orazio, İtalyan sanat eleştirmeni 2015’te yayımlanan kitabından alıntılanan sözüyle cümlelerime giriş yapmış bulunmaktayım. Bu vurucu sözden sonra dillendireceğim her kelime seviye olarak altında kalması muhtemel olsada sözlerime başlamak zorundayım. 

Barok Sanatı konu olarak; aile tarihi, kahramanlık, dini ve mitolojik unsurları yansıtır. Barok resim sanatının ayırt edici özelliklerinden birisi de kuvvetli gelen ışığın yüzeyde gölgeler oluşturacak şekilde yansımasıdır. Bunun sonucunda ise resimdeki duygu ve hareket güçlenir. Bu sanatın önde gelen ressamları arasında Velazquez (İspanya), Rubens (Belçika),Vermeer (Hollanda) ve Rembrant (Hollanda) sayılabilir. Ancak bir isim var ki… Sadece Barok sanatına damga vurmakla kalmamış tüm zamanlarda en fazla konuşulan isim haline gelmiş bir ressam. İtalyalı Caravaggio. Bu yazıda Caravaggio’nun tarafından yapılmış olan 2 resimden bahsedeceğim. 

İlki, 1594 tarihli Hilebazlar tablosu. Eserde görülen üç kişi bir iskambil oyunu esnasında betimlenmiştir. Sade ama şık giysileri, incelikli beyaz yaka-kol işlemeleri ve şapkası ile delikanlı varlıklı biri olduğunu belli eder. Bir yandan yüzündeki meleksi ifade ile oyunun içindeki “saf” oyuncu olduğu da anlaşılmaktadır. Eserin en ilgi çekici yanı ise incelikle tasarlanmış bakış açıları ve yarattıkları algılardır. Resim, görünen ve görünmeyenler arasında dönüp duran bir oyun gibidir.




Bir diğer resim ise, Aziz Thomas’ın Şüpheciliği. Tahminen 1602 yılında yapılmıştır. Tablonun konusu, Yahya’nın inciline göre İsa çarmıha gerilip öldürüldükten sonra dirilip Havarilerine görünmüştür. Thomas, bizzat kendisinin İsa’yı görüp onun kutsal yaralarına dokunmadan dirildiğine inanmayacağını belirtir. Bunun üzerine İsa Havarilere bir kez daha görünür ve Thomas’ın yaralarına dokunmasını ister. Utanan Thomas itiraz etse de İsa onun elinden tutup yaraya dokundurur ve bu sayede Thomas dirilişe inanır. 
Üç havari resimde bir daire oluştururken sıra ile izlenen yüzler seyirciyi sonunda yara izine yöneltir. Caravaggio bu yaygın konuyu kendi tarzında işleyerek döneminde yaşamış diğer ressamlardan farkını ortaya koyar. Ayrıntılar konusunda titiz davranan Caravaggio, Thomas’ın giysisindeki yırtığa kadar tüm ayrıntıları olanca gerçekliği ile seyirciye sunma çabasındadır. Caravaggio’nun bir başka fark yaratan noktası ise eserlerinde kullandığı modellerdir. Tüm figürler için idealize tipler yaratmak yerine halkın fakir, suçlu gibi alt tabakasından insanları model olarak kullanmayı seçmiştir. 
Caravaggio’nun Caravaggio olmasını sağlayan en önemli etkenlerini kendi yapmış olduğu eserlerden anlatmak istedim. Kısaca özetleyecek olursak; titizlikle tasarlanan bakışlar, yaratmış olduğu gerçekçi karakterler, yakaladığı ışık demetleri ve resmin bütününe hakim oluşu onun bu denli mükemmel resimler çıkarmasına sebep olmuştur.




Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.