14 MAYIS VE SEÇİMLER



Bir gecede çizilmiş afiş yeri geliyor insanların değiştiği, kültürlerin farklılaştığı bu ülkede yeninden gündem olabiliyor. 1950 seçimleri sırasında Demokrat Parti’nin “Yeter! Söz Milletindir!” afişi bugün (18 Ocak 2023) Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dillendirilerek seçimin erkene çekilmesi çağrısını tekrarladığı konuşmasındaki temel husustu. Nitekim medya, bu sözleri anında haberleştirdi ve sosyal medyada büyük yankı topladı. Konuşmasında Menderes’e ve Özal’a atıfta bulunan Erdoğan, “Rahmetli Menderes 14 Mayıs 1950'de 'Yeter söz milletindir' diyerek, milletin gönlüne girmiş ve sandıktan ezici bir zaferle çıkmıştır. Şimdi de 'Yeter, söz de karar da gelecekte milletindir' diyerek 2023'te milletimizin desteğine talibiz. Sözü de kararı da geleceğini de tayin hakkını milletimize bırakmak istemeyen vesayet heveslilerine rağmen 'Türkiye Yüzyılı'nı başlatacağız. Milletimiz 73 yıl sonra bir kez daha aynı gün '6'lı masa' diyerek karşımıza çıkan bu darbe şakşakçılarına, bu müstemleke heveslilerine 'Yeter' diyecektir" diye konuştu.” 


Buna karşılık “altılı masa”dan ilk tepkileri İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener “Mayıslar bizimdir” diyerek verirken, Menderes ve Demokrat Parti mirasına sahip çıktığını sanan, Milli Şef’e aklınca iğneleyici sözler sarf eden Demokrat Parti Lideri Gültekin Uysal, "Demokrat Parti olarak buradayız. Yerli ve milli Şef’e karşı 'Yeter, söz milletindir' diyeceğiz" dedi. İsmet İnönü’yle Tayyip Erdoğan’ı bir tutmak sanıyorum ki sadece Menderes ve mirasçılarına yakışırdı. Bugün Erdoğan ve ondan farklı düşündüğünü söyleyen kişiler, 14 Mayıs’ı miras edinen kişiler denilebilir, Menderes dönemindeki seçim kanunundaki usulsüz değişiklikler sonucunda 5,3 milyon oy alan DP 503 milletvekili kazanırken rakibi CHP 3,1 milyon oy alarak sadece 31 milletvekili çıkartabilmesini konuşmaz. Yeter diyenler, sadece dört yılda gücün tadında aldıktan sonra “Yeter, söz Demokratlarındır” noktasına gelmesini konuşmak istemezler.  İktidarın dört senesinde artan enflasyonu, Vatan Cephesini, Tahkikat Komisyonunu, bu kara geçmişi konuşmak istemezler elbette. 





Erdoğan bu tarihsel önemi yüksek günleri kullanmayı çok seviyor. 2010 Referandumunu, 12 Eylül tarihine denk getirerek buradan bir anlatı kurabilmişti. 14 Mayıs’ı da tıpkı 12 Eylül günü gibi kullanmak istiyor. 12 Eylül’de Hayır cephesini nasıl darbeci gibi göstermeye çalıştıysa 14 Mayıs’ta da yine aynısını yapmak istiyor. Demokrat Parti muhalefetteyken CHP iktidarına yeter demesi, halkta karşılık bulabilmişti. Nitekim 12 Eylül 2010’da da AKP iktidar olsa bile, sistem içerisinde onun iktidarına tabii olmayan unsurlar bulunuyordu. Fettullahçılarla birlikte bu unsurları devletten tasviye sürecine girdiklerinde diğer unsurlara yeter diyebilecek bir duruma sahipti. 2023 yılına geldiğimizde Erdoğan ve AKP’nin karşısında öyle aman aman güçlü bir muhalefet yok. Sözlerinde altılı masaya halkın yeter diyeceğinden bahsediyor. Henüz bir yıldır kamuoyunda olan altılı masa bu süre zarfında nasıl bir güce erişmiş olacak ki millet onlara yeter diyecek? Zaten devletin içinde de Erdoğan’a karşı unsurlar yok. Bu yüzden 2010 yılındaki seçim tarihi ve anlatısının başarısının bu tarihte de göremeyeceğimiz kanaatindeyim. 


Ancak muhalefet Erdoğan’ın suyuna giderek ona sürekli orta açarsa, Uysal’ın yaptığı gibi, bu kanaatimde yanılabileceğimi söylemek istiyorum. Yapılması gereken onun sözlerini farklı anlatılarla şekillendirerek seçmende karşılık aramaya çalışmak. Meral Akşener’in yaptığı gibi, muhalefet Mayısların “gerçek” hakiminin millet olduğunu söyleyerek buradan bir anlatı kurarak Erdoğan'ın elinden mayıs kozunu alabilir.


Son olarak, iktidar üzerine düşeni yaptı, presi kurdu. Muhalefet ise bir an önce doğru adayla, projelerle ve kampanya süreciyle mayıs ayına doğru yol almalı. İki kez 12 Eylül hezimeti yaşamış ve 14 Mayıs’ların pek bir faydasını görmeyen halkımız umarım bu 14 Mayıs’ta doğru kararı vererek bizleri özgürlüğe taşıyan ilk adımı atacaktır.

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.