NEREDEYSE MÜKEMMEL (I) - FLORANSA

İtalya’nın bir zamanlar başkenti olan Floransa, ölçülemez güzellikleriyle ve uzun yıllardan beri var olan tarihi yapılarıyla sizi etkilemekten de öteye götürebilen bir şehir. Bu yazıda her ne kadar Floransa’nın bütün güzelliklerinden ve buraya sığmayacak kadar fazla olan tarihi mekanlarının özelliklerinden bahsetmek istesem de beş adet mekan üzerinde duracağım.
Ayrıca yaz mevsiminin gelmesiyle beraber yurt dışı planları yapanlarımız için dünyanın farklı ülkelerinden, farklı bölgelerinden ve farklı kültürlere sahip 5 farklı şehre ait 5 mekanı, kısa ve öz bir tanıtım olarak anlatacağım serinin ilk bölümünün konuğu Floransa şehri.

İlk olarak şehre biraz yukardan bakacağız. Piazzale Michelangelo, şehrin en romantik ve en büyüleyici duraklarından biri. Bölgeye etrafı gözlemleyecek şekilde yürüyerek veya tur otobüsleriyle de ulaşılabilir. Özellikle akşam saatlerinde güneşin batışı ve hafif pastel renklerinin tüm zarifliğiyle izlenebileceği mükemmel bir seyir tepesi.  


 kaynakça: https://unsplash.com/@bjorns



İkinci durak şehrin tam kalbinde yer alan ‘National Museum of the Bargello’. Önceleri hapisane olarak kullanılan saray şimdilerde Michelangelo (Michelangelo/Brutus 1539 - 1540) ve Donatello (Donatello/David 1408 - 1409) gibi dünyaca ünlü artistlerin eserlerini barındırmakla kalmıyor, daha bir sürü rönesans artistinin de eserlerine ev sahipliği yapıyor. Müzenin şehre kattığı mimari etki benim için çok yüksek. Diğer yapıların yanında yükselen sıradan bir taş yapı gibi görünse de içindeki değerli eserler ve mimarisi sayesinde büyüleyiciliği tüm diğer turistik mekanlar kadar iddialı.


kaynakça: https://www.thegeographicalcure.com/post/guide-to-florence-s-bargello-museum



Bu yazıya konmadığı takdirde asla tamamlanmayacak bir blog yazısı olacağını bildiğim bir yerde sıra: ‘Cathedral of Santa Maria del Fiore’. Türkçesi ‘Floransa Katedrali’ olarak bilinen bu tarihi yapı, 1296-1436 yılları arasında birçok mimarın elinden geçerek günümüzdeki ve tarihteki halini almayı başarmış. Katedral, geç gotik özelliklerine uygun olan dizaynı ile kendisine bakanları adeta mest ediyor. İç mimarisinde kullanılan tavan süslemeleri (Vasari and Zuccari/Last Judgement) katedralin içine girildiği anda sizi adeta tarihte yolculuğa çıkarıyor. ‘Cathedral of Santa Maria del Fiore’ şehrin en önemli turistik mekanlarında en başta yer alırken, Rönesans kentlerinin de ortak mirası olarak günümüzde yerini almakta. 




 kaynakça: https://unsplash.com/@bel2000a



kaynakça: https://unsplash.com/@jannerboy62


Bir sonraki durağımızı masallardan bir mekan olarak tasvir etsek hiç abartmış olmayız. Ponte Vecchio, Arno Nehri üzerinde bulunan şehrin en meşhur köprüsü. Köprü savaş sırasında yıkılan diğer bütün köprülere rağmen ayakta kalmayı başarmış ancak 1117’de yaşanan bir doğal afet sonucu tahrip

edildiğinden dolayı taş olarak yeniden inşa edilmiştir. Rönesans ressamı ve mimarı Giorgio Vasari’nin Palazzo Pitti ile Palazzo Vecchio arasındaki bağlantıyı sağlaması için tasarladığı ‘Vasari Koridoru’ köprünün üstünde konumlanır. 



kaynakça: https://unsplash.com/@alinuredini


Son olarak da şehrin merkezinden bahsedelim. ‘Piazza Della Repubblica’ şehrin konaklama, ulaşım ve turistik etkileşimi açısından en önemli ve merkezi noktalarından biridir. 15.yüzyıldan 19.yüzyıla kadar ‘Mercato Vecchio’ yani ‘eski pazar’ olarak kullanıldıktan sonra, 19.yüzyılın sonlarında şimdiki dörtgen biçimi halini alıp şehrin etkileşimi en yüksek noktalarından biri olmuştur. Gece-gündüz vakit fark etmeksizin etkileyici görsellere ulaşabileceğiniz bir meydan olduğunu gördüğünüzde anlayacaksınız. 



kaynakça: https://www.tuscany.co/attractions-florence

Bu yazıyı İtalya, Floransa hakkında bilgi sahibi olmak isteyen insanlar için yardımcı olabilmesi dileğiyle siz okuyucularımıza sunuyorum. Ya gidip bu güzellikleri canlı görürsünüz, ya da hayatınız boyunca -bir gün belki- diyerek bu dünyadan göçüp gidersiniz. Seçim sizin.


Kaynakça:

http://www.museumsinflorence.com/

https://en.wikipedia.org/

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.