SOSYAL MEDYA - SİYASETİN GERÇEK YÜZÜ

Şimdilerde hayatımızın önemli bir parçası olan sosyal medya, şu anki halini almadan önce hepimizin tek bildiği şey saf internetti. İnsanların bir şeyler paylaşmasının genel olarak tercih edilmediği, kişisel bilgilerin olmadığı, daha çok bilgi almak için kullanılan bir internet. Ardından ise toplumdaki her bireyi internetin parçası olarak kullanan sosyal medya işin içine girdi. Hayatımızı oluşturan neredeyse her şey; sağlık, ekonomi, müzik, beslenme, siyaset ve daha birçok konu hakkında insanlar hem kişisel hem de bilimsel olarak bilgiler paylaşıyor ya da yorumlar yapıyorlar. Bu yazımızda ise genel anlamda siyasetin ülkemizdeki sosyal medyada nasıl bir yere sahip olduğuna, şu an için sosyal medyada yapılan siyasetin geçerliliğine ve son olarak da sosyal medyadaki halkın siyasi yapılanmasına bakılarak, sosyal medyanın toplumda nasıl bir yönelim olduğunu yansıtıp yansıtmadığını göreceğiz.


 

Siyaset; önceleri sokakta, okulda, veya topluluk sayılan yerlerde konuşulan veya tartışılan bir konu değildi. Ancak aynı ideolojilere sahip insanların oluşturduğu topluluklarda insanlar fikirlerini rahatça dile getirebiliyordu. Aslında bu cümlelerin devamında -fakat şimdilerde insanlar fikirlerini internet ve sosyal medya sayesinde rahatça belli edebiliyor ve tarafsız bir şekilde yorumlarını da yapıyorlar.- demem gerekirdi değil mi? Ancak üzülerek söylüyorum ki işler hiç de öyle değil. Bu hakkı kullanmak bizim için diğer ‘’demokratik’’ ülkelerde olduğundan çok daha zor. Bu yüzden de ülkemizde sosyal medyada yapılan siyasetin genelinde görülen yönelimin iktidar yanlısı olmasının ana nedenlerinden biri, muhalefet yanlısı yorum yapmak isteyen insanların; bazı nedenler ya da çıkarlar yüzünden engelleniyor olmasıdır. Sosyal medya gerçek hayata karşılık her şeyin sahte olmasının normal görüldüğü bir mecra. İnsanlar sahte mutluluklarını, sahte üzüntülerini kısacası sahte olan ne varsa paylaşmakta. Sadece duygular veya kişisel bilgilerin sahte olması değil aynı zamanda da kişilerin kendileri de sahte olabiliyor. Buna göre bazı partilerin sosyal medyada önde olmak ya da daha fazla etkileşim alıyormuş gibi görünmek için ‘’sahte yandaşlar’’ satın aldığını söylemek hiç de yanlış olmayacaktır. Satın alınan bu yandaşlar her ne konuda olursa olsun iktidarı yüceltme amaçlı yorumlar yapıp, halkı da bu yalanlara inandırma görevindedirler. Birkaç minik araştırma sonucunda iktidar partisinin sosyal medya üzerinden yaptığı canlı yayınlarına nedense hep aynı sayılarda izleyici katılması bu düşünceyi destekler nitelikte. 



Sonuç olarak bana göre sosyal medyadaki ‘’halkın’’ ideolojik yönelimlerine bağlı yorumlamalarına bakılarak, ülkenin geneldindeki yönelimi tahmin etmek her ne kadar kolay yoldan çıkarım olsa da aslında çok da doğru değil. Bence bir ülkede halkın yönelimini ortaya koyan tek doğru şey seçimdir. Bu herkesin kendi fikirleriyle, özgürce ve rasyonalist bir biçimde oy verdiği seçimlerde ortaya çıkar. Demokratik ülkelerde en azından böyledir, böyle olmalıdır.


   ‘’Canavarlar ilan edilemez. Birisi çıkıp da: ‘İşte, bunlar bizim canavarlarımız’ diyemez, çünkü böylece anında evcil hayvanlara dönüşürler.’’

                                        -Jacques Derrida

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.